Sen uyurken, ben seni izledim... Dinledim... Duydum seni... Baktim, seyrettim... Her seyini merak ettim... Bir suru soru sordum sana... Bir suru cevap verdin... Nefes alisini dinledim... Ellerinin cizgilerine baktim... Korktum kisa olmalarindan, bu dunyadan benden once ayrilmandan... Kirpiklerine dokundum sen uyurken... Saclarinin butun ayrimlarinda gezdirdim yuregimi... Kalbinde kac askin attigini dinledim... Kesik kesikti butun sesler... Derinlerden bir aci duydum yureginde... Korktum o sesten, uyandirmak istedim seni... Kiyamadim... Kokunu icime isledim sen fark etmeden... Hangi tarafa donsen daha huzurlu uyursun diye dusundum... Bana dogruydu butun uykularin... Agladim... Bana kac defa sarildigini gormek istedim... Uyumadim... Alistim sana... Gozlerini ilk bana acmani bekledim... Sen uyurken, seni cok ozledim...
Ipek sindel
Yazılarımı artık; www.icimemiatacaktim.blogspot.com 'dan takip edebilirsiniz...
Bu Blogda Ara
20.9.11
11.9.11
BORC
'Senin canini kim acitti bu kadar' diye sordu.. Caninin acimasi ne demekti, yasamis olmaliydi diye dusundum.. O da bir yerlerinde kabuk tutmus yaralar barindiriyor, uzak hatiralarin yanindan gecip gecip o da ellerini uzatamiyor, dokunamiyor olmaliydi. Bana her baktiginda iyile$tiriyordu yaralarimi. Her baktigimda daha yakin oluyordum ustu kapali yaralarina. Hem beni anliyor, hem de kaciyordu sanki... Ona bakmanin, canimin acilarini daha cok arttiricagini bilmiyordum. Yaralarimi; yeni ve daha derinlerini acmak icin iyilestirdigini, aslinda kendine bir yer edinmek icin beni hayata dondurdugunu gormuyordum. O kadar icime islemisti, o kadar ariyordum ki bana sordugu sorularin sebeplerini, kor olmustu gozlerim...
Sonra... Bir anda cekti bakislarini benden... Bikti sorduklarindan... Kanatmaya basladi... Soyledikleriyle, vazgectikleriyle... Sordugu soruya cevap olmak istedi... Ve ne yaptigimi bile soylemeden, beni olumume terk etti... Artik yaralarima ortakti... Farkinda degildi belki, ama ortada belli ki bir borc vardi... Odendi, supuruldu, unutuldu.
Ipek sindel
11.09.11
Sonra... Bir anda cekti bakislarini benden... Bikti sorduklarindan... Kanatmaya basladi... Soyledikleriyle, vazgectikleriyle... Sordugu soruya cevap olmak istedi... Ve ne yaptigimi bile soylemeden, beni olumume terk etti... Artik yaralarima ortakti... Farkinda degildi belki, ama ortada belli ki bir borc vardi... Odendi, supuruldu, unutuldu.
Ipek sindel
11.09.11
6.9.11
MASAL
puslu bir eylül gecesinden ertesi sabaha geçişlerdeydik…
dumanlı ve hoş kokulu bir karanlıkta söylendi, gözlerimle gözlerinin buluştuğu masalın ilk bir varmış bir yokmuşları…
gözlerin bir intiharın ardından yapılan ilk müdahaleydi…
bundan sonrası hastaya kalmıştı…
keşke sadece bakıyor olsaydın diye düşündüm bir an…
o koca bir hayat gizlemişliğin yok muydu…
her bakışında içim biraz daha eksiliyordu…
Gece gibiydin…
seni seyre dalarken, gördüğüm bütün rüyalar aklımda kalıyordu…
saplanıp benliğimin en ücra köşelerine, içimde duruyordu…
gözlerin intihara teşebbüsümdü…
gözlerin gözlerime her değdiğinde, daha çok teslim oluyordum…
bütün kalelerimi kaybederken bir bir, bildik bir bestedeydi savunmasızlığım…
bir cinayet, bir savaştı bakışmalarımız…
puslu bir eylül gecesinden aydınlığa geçmişti masalımız…
gece pes etmişti…
gözlerinse hala masal anlatır gibiydi…
30.8.11
Baba'ma
30 ağustos... zafer bayramı... şeker bayramı...
tüm bayramların birbirine karıştığı bir gündeyim...
gittiğin yerdeyim...
yine bütün gün bekledim, belki dönersin diye...
denizine baktım gün boyu...
herşey o gün gibi tazeydi...
denizin, rüzgarın, dalgaların... çaresiz bir lodos...
seni benden alıp götüren her ne varsa, bugün yine burdaydı...
gözlerim hep aynı noktadaydı...
yalancı gülümsemelerimle karşıladım, sensiz bir bayramı daha...
ne zafer vardı gözlerimde, ne şekerlerin tadı geri getirebildi sensiz gecen zamanı...
sensızlıkle biten bir gün daha batmak üzere...
bir umudum daha karanlığa gebe şimdi...
seni götüren lodos durgun...
tıpkı o gün gibi güneş bulutların ardında durdu...
vedalaşırken gün bitimiyle;
bütün bayramlarım, bütün zaferlerim saygı duruşunda yine...
sensiz geçmiş bir gün daha...
sensiz bitmiş bir bayram daha...
artık ne zafer var ellerimde, ne de tadı bayramların...
hem çok özledim seni...
hem sonsuzluğunda kaldım...
tüm bayramların birbirine karıştığı bir gündeyim...
gittiğin yerdeyim...
yine bütün gün bekledim, belki dönersin diye...
denizine baktım gün boyu...
herşey o gün gibi tazeydi...
denizin, rüzgarın, dalgaların... çaresiz bir lodos...
seni benden alıp götüren her ne varsa, bugün yine burdaydı...
gözlerim hep aynı noktadaydı...
yalancı gülümsemelerimle karşıladım, sensiz bir bayramı daha...
ne zafer vardı gözlerimde, ne şekerlerin tadı geri getirebildi sensiz gecen zamanı...
sensızlıkle biten bir gün daha batmak üzere...
bir umudum daha karanlığa gebe şimdi...
seni götüren lodos durgun...
tıpkı o gün gibi güneş bulutların ardında durdu...
vedalaşırken gün bitimiyle;
bütün bayramlarım, bütün zaferlerim saygı duruşunda yine...
sensiz geçmiş bir gün daha...
sensiz bitmiş bir bayram daha...
artık ne zafer var ellerimde, ne de tadı bayramların...
hem çok özledim seni...
hem sonsuzluğunda kaldım...
17.8.11
SANA BAKMAK
Sen...
Sana bakmanın ne demek olduğunu hiçbir zaman bilemeyeceksin...
Seni izlemek... Seni görmek...
Öyle ben ben bakarken gözlerin... Dalıp giderken uzaklara...
Ve ben peşinden giderken bakışlarının...
Sen bunu asla göremeyeceksin...
Bu kadar duamken, öylesine içime çekmişken, yarımken... sen...
Nasıl bakabilirsin ki kendi suretine?
Bazen durgun... Kimi zaman farkında olmadan...
Çoğu zaman şefkatli... Yağmur yağmur...
Hırçın zaman zaman... Sıkılgan...
Ne zaman gözlerini kapasan, söner ışıklarım...
Sonra açarsın bütün ışıkları tekrardan...
Sen...
Sana bakmanın ne demek olduğunu bilemezsin...
Ama baktığında değişir dünya...
Yaz olur...
Belki bir bebek doğar...
Dolunay beliriverir...
Belki bir hayat kurtulur...
Sen nasıl bakarsan, öyle olur...
Öyle bir alışkanlık ki sana bakmak
Bilemezsin...
O kadar farkında değilsin ki baktığın yerlerin...
Nasıl baktığını göremezsin...
ipek sindelışık
18.08.2011
HÜZÜN'DAŞ
Gözlerinde hüzün vardı. Tanıdıktı gözyaşlarının bıraktığı izler. Sana her baktığımda, bir yapbozun eksik parçası gibi yer edebilirdi bakışlarına bakışlarım.. Yaşamıştın siyahı, yabancı değildin dünyama.. Bütün anlamların buradayım diyordu göz kapakların açılıp kapandığında.
Sakindin, olgundun ve ayaktaydın her şeye rağmen.. Gizlemeye çalıştığın hikayelerin vardı başlıkları ağır.. Acıyla başlayıp hiç bir yerde bitmeyecekmiş gibi uzun süren hikayelerdi onlar.. Ne zaman sonuç bölümüne gelmek istesen, verdiğin kararla kalakalıyordun sanki elinden bir şey gelmeyerek sen de..
tanıdıktı sanki hüzünlerimiz, iki defa yaşanmıştı ve tamamlıyorlardı birbirlerini..
Gözlerinde hüzün vardı.. Çok uzak yollardan gelmiş, kalabalığın içinde yalnız ve yarım kalmış.. Hep bir tamamlanmamışlık, hep bir yaşanamamışlık soluyordu nefesin..
Baktığın yerlere sürdüğün gözyaşların, benimkilerin çığlığıyla buluşurken, hissedebiliyordum.. Acıyordu için.. Saklı ama kolay çözülebilen, gizli ama anlaşılabilir, görünmez ama hissedilebilir acıların vardı bir yerlerinde..
Fark ettirmemeye çalışsan da, bakıyordun.. Baktığında her şeyi anlatıyordun..
Hüznünde kendimi buldum.. aradığım her eksik parçanın tamamlanmış haliydi bıraktığın bakışlar..
kalbinin odalarından birinde sığınmak isteğindeydi ruhum.. paylaşmalı, ağlamalı ve ortak olmalıydı hüzünlerimiz..
aynıydı acılarımız, sonu olmayacaktı son nefese dek.. aynı karelerin hayalini kurmaya alışıktı özlemlerimiz ve dokunduğu duygu fırtınasının dinmesi imkansızlıklara çıkıyordu..
tüm kapılar kapalıydı ışık geçirmiyordu açık yaralar..
Gözlerine baktığımda hüznümde senden bir parça buldum.. Benziyordu hayatın hayatıma, farksızdı eksikliklerimiz. Tüm çatışmalar el ele yürüyordu bakıştığımız yollarda..
başrollerini paylaştığımız bir oyundu hayatlarımızın özeti..
repliklerimiz birbirimizin devamı gibiydi ve ayna tutuyordu sanki yaşanmışlıklarımıza..
bende bıraktığın bakış sende unuttuğum bakışın yansıması gibiydi..
gözlerimde hüznün vardı..
gözlerinde hüznüm vardı..
bir yansımaydı bu bakışmalar..
ışığı hüzne vuran..
İpek Sindelışık
27.7.11
merak ediyorum
Merak ediyorum... Agladin mi benim kadar, benden gittiginde? Hangi geceydi en cok sesimi duymak istedigin? Kimin kokusuydu acaba beni hatirlatan... yurudugumuz sokaklarda adimlarimizin uzerinden yeniden gecerken, andin mi izlerimizi? Gorebildin mi sen de bana benzeyen birini, bakabildin mi eskittigim gozlerine aynada? Kulagina fisildayan sarkimiz seni de goturdu mu bizli saatlere zaman zaman? Hangi andi en cok ozledigin ve geri getirmek istedigin? Merak ediyorum... Yasamaktan vazgectin mi bensiz anlarinda, kendini kaybettin mi yeniden bulamamacasina? Boguldun mu sen de icki siselerinde ararken gulumsemelerini... Her kayboldugunda, belirdi mi umidi gelecegimin? Ellerin titredi mi senin de yerli yersiz... Bekledin mi benim kadar? Sayikladin mi? Yalvardin mi ruyalarina bir saniyeligine bile olsa gormek icin beni? Acaba sen hic kendinle pazarliga girdin mi ben pahasina? Oldun mu hic defalarca ve her seferinde geri gonderildin mi? Merak ediyorum... Benim kadar sevdin mi? Sevip sevip yitirdin mi?
Ipek sindel 28.7.11
Ipek sindel 28.7.11
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)